"Tapınılan, kahramanlaştırılan Ali"
Muhammed Ali tüm zamanların en büyük boksörü müydü?
Bazıları "Joe Louis en büyüktü" der. Joe Louis'e göre ise, en büyük Sonny Liston'du.
Geçen yıl "Complete Muhammed Ali" kitabını yazan Amerikalı İshmael Reed'in The New York Times'da çıkan makalesini aşağıda okuyacaksınız. Makalenin başlığı "Tapınılan, kahramanlaştırılan Ali"
***
Geçen cuma, 74 yaşında ölen Muhammed Ali, tüm zamanların en iyi boksörü, ama ayni zamanda çok derin bir insandı.
Kırılgan ve zayıftı. Her insan gibi zaafları da vardı. Fiziksel olarak da, tehlikelere açıktı. Doktorları daha işin başındayken onu ve antrenörlerini uyarmış, "İdmanlarda çok yumruk yediriyorsunuz, yapmayın" demişlerdi.
Dinlemedi. Etrafındaki kimse de, ringde dayanıklılığını arttıracak bu sert yumruk yeme idmanlarını azaltmasını söylemedi.
Başta boks antrenörü Emanuel Steward olmak üzere pek çokları Ali'nin 1974'te George Foreman'ı Zaire'de yendikten sonra boksu bırakması gerektiğini söylediler. Oysa Ali, yedi yıl daha dövüştü. Ve bunun bedelini fiziksel ve mental düşüşle ödedi. Kendi antrenörü Angelo Dundee, "Son iki maçına çıktığı zaman beyni zaten zedelenmişti" dedi.
Görünüşe göre, Ali'yi çok insan izliyor, ama pek azı anlıyordu. Ona tapan pek çok yazar, ki ben onlara, "Ali'nin Katipleri" diyorum, 1967'de Vietnam'a gitmeyi reddettiği için Ali'yi 1960'ların kontrkültürünün simgesi ilan ettiler. Oysa Ali sadece, bir kaç yıl önce katıldığı İslam Cemaati'nin (Nation Of İslam adlı gurup) "Şiddet karşıtlığı" ilkesini uyguluyordu, o kadar..
Ali'nin İslam Cemaati (teşkilatı) ile ilişkileri, Katipleri'nin yazdıklarından ve kabul ettirmek istediklerinden çok daha karmaşıktır.
Katipler Ali'yi bir kurban ilan ettiler. "Cemaat onun parasını çaldı" dediler.
Oysa, konuştuğum Elijah Muhammed'in liderlik ettiği cemaate mensup olanlar, "Ali, verdiğinden fazlasını aldı" dediler. Cemaatin bazı mensupları Ali'ye hala kızgınlar.